İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, TV’lerde ‘…Bizim kreşlerimiz, sizin Kanal İstanbul Projenizi yendi. Hodri meydan, gelin kapatın da görelim’ dedi. Sonrasında iş anlaşıldı.
Ekonomik koşulların kötülüğü nedeniyle, çocuklarının beslenme çantasına yiyecek koyamayan ailelere yardım yapmayan, yardım yapan belediyeleri engelleyen, belediyelerin halka ucuz ekmek vermek için büfe açmasını engelleyen, çağdaş, laik eğitimi ÇEDES PROJESİ adlı ucube bir projeyle tarikatlara teslim eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Milli Eğitim Bakanlığı, evine ekmek götürmek için çalışmak zorunda olan ailelerin, çocuklarını güven ile bıraktıkları, muhalefet partili belediyelerin açtıkları kreşlerin yasalara aykırı faaliyet yürüttükleri gerekçesiyle, kreşleri kapatma yoluna başvurma peşinde.
Öyle ya, bu kreşlerde, sınıflara Kâbe maketi konup, etrafında çocuklar dolandırılmıyor.
Bu kreşlerde sakallı-cübbeli Vehabi özentili kişiler ‘manevi danışman’ olarak derslere girmiyor.
Bu kreşlerde, ‘dindar ve kindar bir nesil’ yetiştirilmiyor.
İktidar, Türkiye’deki çağdaş ve laik bilimsel eğitimi kökten yok etmek için bütün sınırları zorluyor. Önce, ÇEDES ile Diyanet İşleri Bakanlığı-MEB protokoller imzalayarak, ortaokul ve liselere, sanki okullara rehber öğretmen yokmuş gibi, manevi danışman adı altında imamlar-vaizler atadılar. Manevi danışmanlar da ‘cenazede nasıl ağlanır, Kâbe nasıl tavaf edilir, namaz nasıl kılınır’ gibi evde, ebeveynlerce verilecek ‘eğitim’i okullarda ve öğrencileri camilere götürerek camilerde eğitmeye başladılar. Ortaokul ve liseler yetmedi Milli Eğitim yetkililerine. Okul öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğini değiştirdiler.
Yönetmelikteki ‘...OKULÖNCESİ EĞİTİM VE İLKÖĞRETİM KURUMLARINDA TALEP EDİLMESİ HALİNDE İBADET İHTİYACINI KARŞILAYACAK UYGUN MEKAN AYRILABİLİR…’ maddesindeki ‘talep edilmesi’ halinde kısmı değiştirilerek, ‘açılır’ şeklinde değiştirildi. Henüz çişini yapamayan çocuklar, camilerin kapılarında asılı ilanlarda gördüğümüz gibi, ‘4-6 yaş arası çocuklara kuran kursu kayıtlarımız devam etmektedir’ diyerek camilere götürülüp, “manevi danışman”larca çağdaş eğitim verilmektedir.
Turpun büyüğü heybede derler.
İktidar, muhalefet partiler yönetimindeki, belediyelerin bin birzorlukla açtıkları kreşlere, yasalara çok bağlıymışlar gibi 2007 tarihli bir AYM Kararı’nı gerekçe göstererek, “…Anayasa’nın 42. Maddesinde ‘Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkilapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz’ gerekçesiyle, el koyma arzusundadır. Çünkü, çağdaş eğitimin verildiği bu kreşlere iktidar kuklası, gerici “manevi danışman”largirememektedir. Bu kreşlerde, Kâbe tavafı, cenazelerde ağlama merasimi dersleri yoktur. Bu kreşlerde öğretmenler, eğiticiler, çocukların henüz çocuk olduklarını biliyor, kindar ve dindar bir nesil yetiştirme dersleri vermiyorlar.
Bu hamleler yetecek mi iktidara, sanmam.
Kreş meselesini biraz köpürtüp, dar gelirlilerin karınlarını ucuzca doyurduğu Halk Lokantaları’na da saldıracaktır.
Osmanlı’da oyun çok derler. Başka gündem yaratırlar.
Yeter ki; açlık-yoksulluk-sefalet-uluslararası ilişkilerde dışlanmışlık gibi gerçek gündem tartışılmasın.
(Okurlarım yazılarımı www.politikajans.com adresinden takip ederlerse sevinirim.)