Tarihin karanlık dönemlerinden beri, taş ve sopalarla olanlardan günümüzde olan kıtalararası füzelerle, hipersonik savaş uçaklarıyla, insansız hava araçlarıyla olanlarına kadar tüm savaşların nedeni "ekonomik"tir.
Kendine güvenen daha güçlü olan taraf gözüne kestirdiği komşusunun toprağına, malına, mülküne, kısaca zenginliklerine el koymak için savaş ilan eder, ya da ilan etmeden sefere çıkar.
Bu el koymak amacıyla çıkılan seferler zamanla zayıf komşulardan kıtalararası coğrafyalara kadar uzandı; Avrupa ülkelerinin Latin Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinin doğal zenginliklerine el koymak için yaptıkları seferler, savaşlar...
Uzatmayalım; 21'inci yüzyıldayız ve en son Rusya ile Ukrayna aracılığı ile Amerika ve Avrupa arasındaki savaşa tanık oluyoruz; bu savaşın da nedenleri ekonomiktir...
Rusya 17 milyon kilometrekarelik toprakları, zengin yer altı ve yer üstü kaynakları, petrolü ve doğal gazı ile dünyanın kendi kendine yeterli hemen hemen tek ülkesidir.
Avrupa ülkeleri (AB) günlük yaşamlarının ve ekonomilerinin devamı için ihtiyaçları olan doğal gaz ve petrolü büyük ölçüde Rusya'dan satın almaktadırlar.
Bu "karşılıklı bağımlılık" günümüzde giderek Avrupa’nın Rusya'ya bağımlılığı haline gelmiştir; milli gelirlerinin çok önemli bir kısmını Rusya'ya ödemektedirler.
Rusya da bu satıştan elde ettiği gelirle ekonomisini geliştirmekte ve hem ABD hem de AB ile rekabet gücünu artırmaktadır.
(Çin ile ABD ve genel olarak Batı arasındaki rekabet sorunu da benzeri bir sorundur, ancak henüz savaş ilanı aşamasına gelmediği için konumuz dışıdır.)
Avrupa'nın Rusya'ya olan enerji bağımlılığı ABD'nin AB üzerindeki "büyük ağabey" rolünü tehlikeye atmıştır...
ABD ve İngiltere'nin "kışkırtmasıyla", 90'lı yıllardan itibaren, Sovyetlerin dağılmasından sonra, "Rusya henüz belini doğrultmadan", Rusya'yı topyekün bir savaşın içine çekmek, zayıflatmak, "teslim almak", ve enerji kaynaklarına el koymak değilse en azından ortak olmak için Ukrayna'yı devreye sokmuşlardır.
Rusya ile Ukrayna arasındaki tarihsel sorunları kışkırtarak, Neo Nazi Ukraynalı gurupları yeniden örgütleyerek, 2014'te darbe yaparak, Ukrayna nüfusunun %30'unu teşkil eden Rus asıllı Ukrayna vatandaşlarına "etnik temizlik" uygulayarak Donbas, Lukansk ve Rus çoğunluklu "oblastlar" da iç savaşı provoke etmişlerdir; 2014 ve 2022 yılları arasında aynı zamanda Rus pasaportu taşıyan 14 bini aşkın Rus kökenli sivil Ukraynalı oldürülmüştür; Rusça eğitim ve konuşmak yasaklanmış, Rusça konuşanlar "casus - düşman" ilan edilmiştir vs...
Bu nedenle Donbas ve Lukhansk oblastları Ukrayna'dan ayrıldıklarını açıklamışlar ve bağımsızlıklarını ilan etmişler, ardından bir referandumla Rusya'ya bağlanma kararı almışlardır.
ABD ve AB, Ukrayna yönetimine Nato'ya ve AB'ye girme sözü vermiş ve Ukrayna ordusu en modern silahlarla donatılarak yüz milyarlarca dolar para verilerek Rusya ile savaşa kışkırtılmıştır.
Kısaca Rusya'nın askeri olarak müdahale etmesi için her şey yapılmıştır.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymamış, Şubat 2022'de başlayan savaşı Rusya kazanmıştır. Ukrayna ise savaş öncesine göre 50 yıl geriye düşmüş, topraklarının yüzde 20'sini Rusya'ya kaptırmış, nüfusu yarıya inmiş, ekonomisi çökmüştür.
ABD'de Neo con "savaşçı şahinler" seçimleri kaybetmiş, "Bizim düşmanımız Rusya değil Çin'dir, Biden yanlış hedefe ateş ediyor... Avrupa Rusya ile sorununu kendi halletsin, bize ne?" diyen Trump başkanlığında yeni bir yönetim gelmiştir.
Rusya'nın doğal gaz ve petrol kaynaklarına göz diken Batı, özellikle AB, şimdi tüyleri dökülmüş tavuk gibi cascavlak ortada kalmıştır.
Avrupalı siyasiler, "Rusya, Ukrayna'dan sonra Romanya'yı, Polonya'yı, Almanya'yı, Fransa'yı istila edecek, silah başına!" diye yalancı çobanlık yapmaya devam ededursun, Rusya "kimsenin toprağında gözümüz yok, Fransa'yı, Almanya'yı istila edip ne yapacağız, saçmalamayın!" diyor...
Geçmiş olsun!