Selçuk Özdağ: Kutsal olan devlet değil, insandır
Selçuk Özdağ: Kutsal olan devlet değil, insandır
Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Siyasi bir mücadeleyi, yine siyasi kültür gereği sözle yapmak yerine, aparatlar ile milletimizi, çocuklarımızı tehdit etmenin, yargı sopası ile korkutmanın , gözaltı ve tutuklamalarla sabıkalı yapmanın Türk milletinin hangi töresinde yeri var” diyerek iktidarı eleştirdi.
Selçuk Özdağ'ın sosyal medya hesabı X'ten yaptığı paylaşım şöyle:
İKTİDARA UYARIDIR: Cesaret bulaşıcıdır ve bunu en iyi korkaklar hisseder. Bu yüzden güya surda bir gedik açtırmamak için yıkılmadık ayaktayız propagandasına hız verdiler. Yol verdikleri her dönemin kullanışlı aparatlarına Türk milletini ve çocuklarımızı tehdit etmekle görevlendirdiklerini görüyoruz.
Sabah akşam ekranlarda sağa sola had bildirip millete sopa sallayan bu güruh, kanun ve hukuk size dokunmayacak sözü verildiği için köpeksiz köyde değneksiz gezmenin dayanılmaz hazzını yaşıyor.
İktidar günden güne güç kaybedip halkta bir karşılığı kalmadıkça kimine hükümet havucu ama daha çok da “devlet sopası” ile korkutarak ömrünü uzatmaya çalışıyor. Müflis bir tüccar çaresizliği ile eski defterleri karıştırıyor, hak hukuk talep eden gençlerimize; not ediyoruz, fişliyoruz, iktidar değişse bile hiçbir yerde çalışamaz aç kalırsınız diye tehdit ediyorlar.
Siyasi bir mücadeleyi, yine siyasi kültür gereği sözle yapmak yerine, aparatlar ile milletimizi, çocuklarımızı tehdit etmenin, yargı sopası ile korkutmanın , gözaltı ve tutuklamalarla sabıkalı yapmanın
Türk milletinin hangi töresinde yeri var.
Mertçe mücadele etmek yerine devlet zırhını kuşanıp bu devletin sahibi milletimizi; ailesi, rızkı ve evlatları ile tehdit etmek nasıl bir haysiyetsizliktir.
Bugün kurumlarını ele geçirip kutsadığınız o devlete daha düne kadar “kafir, zorba” devlet diyen siz değil miydiniz? Bu devlet ve vatanımıza dar-ül harp diyenlerden mi öğreneceğiz vatanseverliği?
TV ekranlarında muhalif cellatlığına soyunan, bunu yaparken de yüksek perdeden devlet hamaseti ve dürüst gazeteci pozları verenler dönüp bu ülkenin kısa tarihine bir baksınlar. , Sizler bugün, geçmişte vatan hainliği ve idam fermanları ile yaftalananların kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletinde böyle cak cak konuşabiliyorsunuz.
Bu ülkede her şey konjonktüreldir. Gece kahraman olarak yatarsın ama sabah hain olarak kalkman içten bile değildir, tersi de var elbette. Bu yüzden Türk milletini ve evlatlarını bu kadar rahat tehdit etmeyi hemen bırakın.
Çocuklarımızı, gençlerimizi gelecekleri ile, rızıkları ile tehdit eden ne ilk ne sonuncu bir zümresiniz.
Bizler 12 Eylül’e giden süreçte boykot da yaptık, kavga da… İdamla da yargılandık, işkence de gördük. Darbecilerin karşısında boyun eğmedik, diz çökmedik, işkenceler karşısında gamnazcılık yapmadık.
Yahu 12 Eylülde idamla yargılandık, cezaevlerinde yıllarca çile çektik ama ailelerimizden yakınlarımızdan, çocuklarımızdan kimseye hesap sorulmadı. Memur olan anne babalarımıza kimse bir şey demedi. Sizin yaptığınızı Kenan Evren yapmadı be…!
Güya, erdemliler hareketi ve ahlaki üstünlük algısı ile iktidara geldiniz . İyi kötü insanlar sizlere güvendi ve bunlar daha öncekiler gibi hırsız, yolsuz, zorba olmaz, alınları secdede insanlar dedi, hak hukuk gözetirler dedi ve yıllarca size destek verdi. muhaliflerin bile hakkını teslim ettiği işler yaptınız.
Ama uzunca bir süredir bu algı yerini iktidarda kalmak için her türlü ahlaki sınırı hiçe sayan, yolsuzluk ve hukuksuzluğu yol edinen, vatan millet hamasetinin altında ülkemize devasa bir beka sorunu ile karşı karşıya bırakan, halkı yoksulluk ve çaresizlik içinde nefes dahi alamaz hale getiren, gençlerimizin gelecek hayallerini yok eden bir yolu tercih ettiniz. Bu tercihlerinizden dolayı milletimiz ses yükseltip çare aramaya başlayınca da siyasi tetikçilerinizle, mafya ile, kullanışlı aparatlarınızla hakkını arayan Türk milletini hem de evlatları ile tehdit etmeye başladınız.
Anlaşılan tehdit ve devlet sopası dışında elinizde bir şey kalmadı.
Bu milletin çocuklarına; sizi gelecekte ne kamuda ne özel sektörde çalıştırmayız, aç açıkta kalırsınız, ayağınızı denk alın “devlete baş kaldırmayın” (Türkçesi: iktidarımıza karşı halkınızı aramayın) diyenlere:
12 Eylül darbecileri de aynısını dediler ve yaptılar da. Sağdan, soldan 2 milyon vatan evladını sabıkalı yaptılar, iş güç vermediler. Yıllarca süründürürüz diye düşündükleri bu insanlar; bürokrat, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı oldu, sanatçı ve iş insanları oldu, hep birlikte bu ülkeyi yönetti. Siz siz olun bu milleti be GERÇEK TÜRK DEVLETİNİ küçümsemeyin. Devlet kurumlarını ele geçirmiş bir gurup azınlığa da çok bel bağlamayın. Devlet yarına bırakır ana yanınıza bırakmaz. Hele Türk milleti hiç bırakmaz. Gelin zararın neresinden dönersek iyidir deyip nedamet getirin ve Türk milletinden özür dileyerek bugüne kadar yaptıklarınız için adil bir yargılama ile gerçek adaletin tecelli edeceği günü bekleyin.
Tehdit ettiğiniz Türk milleti; bir partiden de, bir kişiden de büyüktür.
Kutsal olan devlet değil, insandır.
Bu insanlar da Türk milletinin birer unsurudur. Sizler ise sadece kullanılıp işi bitince çöpe atılacak basit birer aparatçıksınız.