Mansur Yavaş: Biz Ankara'nın bir kuruşunu boşa harcamamak üzere kendimizi programlıyoruz
Mansur Yavaş: Biz Ankara'nın bir kuruşunu boşa harcamamak üzere kendimizi programlıyoruz
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, son günlerde tartışılan konser ücretleri ile ilgili açıklama yaptı.
Sözlerine 4 gün önce Belediye Meclisi'nde yaşanan tartışmalardan dolayı bütün ülke ve Ankaralılardan özür dileyerek başlayan Yavaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Malum bir takım iddialar ortaya atıldı. Ortaya atılış biçimleri de çok ilginç. Belli amaçlarla belediye içerisinden birileri doğru olmayan bilgileri sızdırdılar. Bizden bilgi alabilecekken, bu bilgiyi bize sormadan Ankara Belediyesi bir konsere 69 milyon ödedi diye servis etmeye başladılar. Bu haberi duyar duymaz, yapmamız gereken şekilde derhal incelemeye başladık. Bir hukukçu olarak ne peşinen herkesi suçlu ilan ederim, ne de araştırmadan nasıl olsa iftiradır bu demem.
Eleştirilerin başında, 'Neden 10 gün beklendi' deniyor. Kronolojik olarak yaptığımız işleri bildirmek isterim. 30 Ekim gecesi internete düşmüş bu iddia. Bunun üzerine biz 1.11.2024 cuma günü biz teftişe talimat vermişiz. Araya haftasonu girmesi nedeniyle, teftiş kurulu 4.11.2024 pazartesi günü müfettiş gönderiliyor ve daire başkanlığından dosyalar isteniyor. Dosya incelenirken öte yandan ayın 5'inde teftiş, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi'nden ihale ile ilgili izahat istiyor. Bu izahat veriliyor. Bu izahatın doğru olup olmadığını tespit için, teftiş yapı kontrol başkanlığına yazı yazıyor. Ses, sahne kurulumu gibi bildirilen belgelerde, şekli, metrekaresi ve teknik özellikleri belli olan sahnenin kurulum süresi ve kira ücretine yönelik olarak piyasa tespiti yapmasını istiyor. Bunun üzerine yapı kontrol dairemiz, ayın 8'inde, 6 tane bu tür işleri yapan firmaya teklif şartnamesi gönderiyor ve teklif yazısını bildiriyor. Bu yazı da internet medyasına gerçekmiş gibi düşürüldü. Halbuki bu ilk sözleşmenin yapıldığı tarihteydi. 6 tane firmaya gönderilen e-postanın sadece bir tanesine cevap gelmiş. Onu da biraz sonra sunumda göstereceğiz. Ve 11 Kasım'da, yani bugün rapor tamamlanıp bana verileceği bildirildiği için, biz de basın toplantısını bugün yapmak zorunda kaldık.
10 gündür tüm dosyaları didiklettiriyoruz. Benim dönemimde teftiş dairesinde 346 tane dosya açılmış, yine kendi dönemimde yapılan işlerle ilgili olarak 20 tane raporu savcılığa 53 kişinin cezalandırılması için ben göndermişim. Yani, bizim tarzımızda, yönetimimizde hiçbir bürokratımız suç ortağımız değildir. Çalışanlarımızın hiçbirisi suç ortağımız değil. Hata yapan, hatasının sonucuna katlanacaktır. Ama hiçbir bürokratıma da evet bu yapmıştır diyemem. İncelemeden bir sonuca varmak mümkün değildir. Bugün internette yargısız infazla yapılıyor ama ben bir hukukçu olarak kendi personelime asla yargısız infaz yapamam. Dolayısıyla onların da savunmaları alınıp, durum ortaya çıkarıldıktan sonra elbette bu konular kamuoyu ile paylaşılacaktır. Eğer varsa da kusur, asla ve asla arkasında durmayız. Hatta dava açılırsa biz de davaya katılırız.
Ben 2019'da iki Ankaralıdan birinin oyunu alarak seçildim, 5 yıl boyunca da hizmet ettik. 3 belediye başkanımız vardı. Bu mart ayının sonunda da yaptığımız hizmetlerle neredeyse 3 Ankaralının ikisinin oyunu alarak seçildim. Dolayısıyla bu seçim sonucunun sebebi, israf yapmadık, şatafatlı hayat sürmedik, oldukça sade bir yaşantıyla, o makamda otururken Ankara halkından aldığımız maaşı hak edecek şekilde çalıştık. Hiçbir yerde benim fotoğrafımı görmediniz, açılışlarda konserde görmediniz, reklam olacak işlere girmedik, bir kuruş harcırah almadım bilmenizi isterim, uçak biletlerimi resmi görevlerde bile tamamen kendim karşılarım. Bunu neden böyle yapıyorum? Ben böyle yapayım ki, benim personelim de burada Ankara halkından gelen vergileri kullandığını bilsin, bu şuurla, bu hassasiyetle hareket etsin diye. Hatta zaman zaman niye açılışları konserle yapmıyorsunuz, niye reklamını yapmıyorsunuz diye çok sayıda eleştiriler aldık. Sadece yaptığımız işlere, bu kavşak açılmıştır, hizmete girmiştir, şu kadara malolmuştur diye Türkiye'de ilk defa yapılan işlerin maliyetini de duvarlara, köprülere astık ki, başka belediye başkanları da rol model olarak bizi görsünler diye, onlar da aynı şekilde şeffaf davransınlar diye.
5 bine yakın ihaleyi canlı yayınladık, kamuoyu belediye ne yapıyor görsün istedik. ihaleleri 5 yıldır canlı yayınladık, aynı şekilde devam ediyoruz.
Gelelim belediyemize ait konser ücretlerine yönelik sosyal medyada bir grubun tetiklediği tartışmalara. 2021 yılından itibaren yaptığımız bütün konserleri ekranda göreceksiniz. İlan edildiği gibi, algı yapıldığı gibi sanatçılara ödenen para yok arkadaşlar. Sanatçıların kaşe bedeli adı altında ücretleri bellidir. Ve bu ücretleri bütün kamu kuruluşlarında ve belediyelerde vardır. Ben bir sanatçının bedelini bilmiyorum diye kimse diyemez. Dolayısıyla tam bir algı operasyonunun içindeyiz. Bir konser için şu kadar para verdi denerek, maalesef bir algı operasyonuna maruz kalmış bulunuyoruz. Bakın arkadaşlar, tablonun sağ tarafında bedelleri var. Yani Gençlik Parkı'nda, tiyatro salonunda konserler için rakamlar var. Yapılan yerleri işaret etmek isterim. Milli günler için yapılmıştır bu konserler.
Yine 27 Ağustos 2021'de Buray, Koray Avcı, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları Bengü konseri ve Sakarya Meydan Muharebesi ile ilgili program, sağ tarafta ödenen ücretleri görüyorsunuz. Bunların içerisinde tabiiki sanatçıların ücretleri de var.
28-29 Ekim, en fazla problemin yaşandığı. Kiminin sanatçı yüzünden bize saldırdığı konser. Çünkü, Türkiye'de sanatçıların birçoğu da insanların istediğine, istemediğine, bazen siyasi görüşüne göre değerlendiriliyor. Ancak, bu konseri aslında ilk defa sözleşmesi yapılıyor, ancak TUSAŞ saldırısı nedeniyle ben iptal ettim. Bu sefer kamuoyundan ısrarlı bir şekilde bir devlet ya da bir belediye terör karşısında bunu yapamaz, mutlaka bu konser yapılmalı diye çok büyük baskı oldu, teröre teslim mi oldunuz diye. Bunun üzerine 4 gün sonra, yani o gün biz TUSAŞ saldırısının olduğu gün konseri iptal ettik. Ve 4 gün hiçbir çalışma yapılmadı. Daha sonra baskılar üzerine devam ettik. Devam edince, sözleşme üzerindeki işlerin tamamı yapılamadı. İki ana konser, ses, sahne, ışık, dekor 31 milyon 680 bin lira. Ebru Gündeş ve ekibine ödenen 13 milyon 250 bin lira. Bunun içerisinde, Ebru Gündeş'in kendi muvafakatıyla açıklıyoruz, kaşe bedeli zaten belli, ekibiyle beraber, makyözü, yanında getirdiği bütün ekibine ödenen para 4 milyon 750 bin lira arkadaşlar. Bunun içinde Ebru Gündeş kaşe bedelini almıştır. Yani, kalkıp da bir sanatçıya şu kadar ödendi demek tamamen algı operasyonudur.
Kurulumda çalışan scaff ve sahne personeli tam 90 kişi. Tek tek bunların sigorta girişlerini ve bordrolarını istedim. Ayrıca teknik, ses, ışık ve led ekranda çalışan 56 kişi. Bunların arzu eden olursa tamamının sigorta fişlerini KVKK'ya engel olmayacak şekilde kendilerine gösterebiliriz. Bunların yemesi, içmesi, konaklaması dahildir. 12 tır şehir dışından, 8 tır da Ankara'dan olmak üzere toplam 20 tır malzemeyle kurulum yapılmıştır. Bunların da sevk irsaliyelerini bizzat kendim inceledim. Toplam kurulum ve sökümde günlük çalışan sayısı 146 kişi.
Şimdi, değerli Ankaralılar, Cumhuriyetin 101. yılı için Türkiye'nin en büyük sahnesini kurduk, Türkiye'de böyle bir sahne yok. Bunu milli bayramların en yüksek yoğunlukta kutlanması adına yaptık. Yani sıradan bir konser yapmak istemedik. Bir önemli yeri daha var, hep Gençlik Parkı ve Atatürk Orman Çiftliği olmasının nedeni de bizzat Mustafa Kemal Atatürk'ün içinde gezdiği yürüdüğü ve AOÇ'nin bize emanet ettiği bir yer olması nedeniyle. Sıradan yerler değildi. Her konserde de kendilerine buraların bize Mustafa Kemal Atatürk'ten kaldığını, buraların tarihi değerlerini bilmemiz gerektiğini, şükran duygusunun ortaklığını yaşamak için büyük ekran kuruldu. Böyle bir ekran, böyle bir sahne yok. Böyle bir sahne ilk defa kuruldu. En büyük bayrama Türkiye'nin en büyük sahnesi olsun istendi.
Mor ve Ötesi konseri. Bunu daha detaylı verelim istedik. Niye? Mor ve Ötesi'ne 70 milyon verildi diye internette yazılar çıktı. Gerçek ekrandadır. Candan Erçetin konserinde 8 tane sanatçı var. Onlara verilen ücret 80 milyon değil, hepsine verilen 94 milyondur.
Hep iki firma işi alıyor diyorlar. Tek tek incelettim. Biraz sonra göreceksiniz, tam 409 tane konser veya benzeri etkinlik yapılmış. Bunların %11'i bu işi almışlar, toplam konserlere ödenen bütçenin de %39'una denk geliyor.
Ne oldu birden bire son bir hafta 10 günde, sanki Ankara Büyükşehir'de büyük bir israf varmış gibi ortalığı yaygaraya veriyorsunuz.
Hakkımızda 109 tane şikayet yapıldı. 101 tanesi takipsizlikle sonuçlandı, diğer 8'i de mutlaka o şekilde sonuçlanacak. Biz sorumluluğumuzun farkındayız. Bu kadar belediye başkanı, 3 belediye başkanıyken yaptığımız düzgün çalışmalar nedeniyle sayımız 16'ya çıktı. 20 de olabilirdi. Biz öyle büyük sorumluluk aldık ki, Ankara halkından 3 kişiden 2'sinin verdiği oy sorumluluğumuzu arttırmıştır, bizim yanlış yapma lüksümüz yoktur. Elbette eleştirilebiliriz, hatamız olabilir. Ama hatamız varsa da, biz hatamızı kabul etmesini biliriz. Biz daha büyük bir sorumlulukla ortaya çıkacağız. Bakın bizden önce bunları yaptılar demiyoruz, biz farklıyız. Biz onlara benzemediğimiz için bizi seçtiler. Zaten onların yaptıklarını yapmayın diye bizi seçtiler. Biz Ankara'nın bir kuruşunu boşa harcamamak üzere kendimizi programlıyoruz.
Konserler insanların sosyalleştiği yerler. Konserlerimize 80 bin 100 bin kişi geliyor. Ben bunun aynı zamanda bir kamu hizmeti, hem bir sosyal hizmet olduğunu düşünüyorum.
Konser harcamalarına harcadığımız para bütçenin binde 0,6'sıdır, yüzde 1 bile değil. Biz kamuoyuna açık şekilde hesap veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.
Kültür Bakanlığı'nın 'Kültür Yolu Festivali' için harcadığı 800 milyon lira. Bizim 67 ayda harcadığımız 810 milyon lira. Bu iddiaları açıklayanlardan asla özür beklemiyorum.
Hodri meydan diyorum.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.