Temel Karamollaoğlu: Kılıçdaroğlu ile el sıkıştık diye bize demediklerini bırakmadılar

8 yıldır Saadet Partisi'nde Genel Başkanlık görevini sürdüren Temel Karamollaoğlu, yeniden aday olmadığı kongrede veda konuşması yaptı.

"Genel başkanlığınızı yaptığım bu sürede hiçbir zaman zalimin talim ettiği yola minnet etmedim. Siyasi ikbal için, makam için, mevki için, oy için, koltuk için kula minnet eylemedim. Kınayanların kınamasından korkup hakikati dile getirmekten çekinmedim” diyen Karamollaoğlu'nun veda konuşmasından satır başları şöyle:

Saadet Partisi konjonktüre göre yön değiştirenlerin değil, her şart altında hakkı savunanların, ilk zorlukta veda edenlerin değil ahde vefa gösterenlerin partisidir. Saraydaki Yusuf’a dost olmak kolay, asıl olan kuyudaki Yusuf’a dost olabilmek, kuyudaki Yusuf’un yanında olabilmektir. Saadet Partisi, sarayların şatafatına kananların değil kuyudaki Yusuf’a el uzatanların partisidir. İnşallah bu mücadelemiz yeryüzünde tek bir mazlum kalmayana kadar devam edecek.

Bugün Saadet Partisi Genel Başkanı olarak sizlere son kez hitap ediyorum. Elbette bugünden sonra da bir kardeşiniz olarak, ama en önemlisi, bu büyük hareketin bir neferi olarak, sizlerle kol kola, omuz omuza yürümeye devam edeceğim inşallah. Hepinizin bildiği gibi hem yaşım hem de giderek kronikleşen sağlık sorunlarım nedeniyle bu ulvi görevi hakkıyla yürütememenin endişesini bir süredir taşıyordum. Ruhum, gönlüm Anadolu’yu hallaç pamuğu gibi atacak bir çalışma temposu isterken, bedenim buna izin vermiyor maalesef. Bunu da aylar öncesinden hem sizlerle hem de kamuoyuyla bütün samimiyetimle paylaştım.

Bu konuşma benim adıma bir teşekkür, bir de helalleşme konuşmasıdır. Bundan tam 8 yıl önce, yine bu salonda siz kıymetli delegelerimizin oylarıyla genel başkanlığa layık görülmüştüm. Mükemmel bir Genel Başkandım demiyorum. Muhteşem işler yaptım demiyorum. Ama Genel Başkanlığınızı yaptığım bu sürede hiçbir zaman zalimin talim ettiği yola minnet etmedim. Siyasi ikbal için, makam için, mevki için, oy için, koltuk için kula minnet eylemedim. Kınayanların kınamasından korkup hakikati dile getirmekten çekinmedim.

Netanyahu ile el sıkışmakta beis görmeyenler, Sayın Kılıçdaroğlu ile el sıkıştık diye bize demediklerini bırakmadılar. Perez’i Meclis’te alkışlatıp, Herzog’u Saray’da ağırlayanlar bu ülkenin altı partisi millet için bir araya geldi diye bize demediklerini bırakmadılar. Beyaz Saray’da oval masada Trump ile Biden ile buluşanlar biz 6’lı masada buluştuk diye bize demediklerini bırakmadılar. Herkes bir şeyler söyledi. Ocu dediler, şucu dediler, bucu dediler. Ama elhamdülillah hiçbir zaman yetim hakkı yiyorlar diyemediler. Hiçbir zaman haksız ihale alıyor diyemediler. Karanlık odalarda BOP projelerine eş başkanlık ediyorlar diyemediler. Gazze’de masum çocuklar katledilirken, İsrail’e ticaret gemisi gönderiyorlar, diyemediler.

Tekrar söylüyorum, mükemmel bir genel başkandım demiyorum. Harika işler yaptım da demiyorum. Ama inanıyorum ki, kalpleri elinde tutan Cenab-ı Allah’tır. Bütün kalbimle söylüyorum ki, “Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım, yapmaya çalıştım.” Bu görevde eksikliklerim, hatalarım olmuştur. Hepimiz insanız. Ancak bilerek kimseyi incitmemeye, kimseye haksızlık etmemeye özen gösterdim. Bu süre içinde gücüm yettiğince, dilim döndüğünce davamıza, partimize, ülkemize, milletimize hizmet etmeye çalıştım. Milli Görüş’ün temel düsturlarından biri olan Hayra Motor-Şerre Fren olma adına elimden geleni yapmaya gayret ettim. Şayet bilmeden ve istemeden sizlerden, ekranları başında bizi izleyen aziz milletimizden, kalbini kırdığım insanlar olduysa, haklarını helal etmelerini istiyorum. Hakkınızı helal edin. Ben eğer üzerinizde bir nebze olsun hakkım varsa bütün haklarımı sizlere helal ediyorum. Bugünden itibaren, bütün enerjimle, bütün imkanımla, bütün zamanımla emrinizde olacağım. Takatim bitene, son nefesime kadar verilen her görevi eksiksiz yerine getirmeye çalışacağım.