Özgür Özel: Ahmet Türk barış güvercinidir

Özel, Mardin'de görevinden alınan Mardin Büyükşehir Belediyesi Ahmet Türk ile birlikte, Mardin Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan vatandaşlara hitap ederken, "50 yıldır Mardinliler, Kürtler kendi iradelerini temsil etmek üzere her sandık önlerine konulduğunda Ahmet Türk’ü seçiyorlar. Bu irade ile inatlaşılmaz" dedi. 

CHP Genel Başkanı Özel'in konuşmasından satır başları şöyle: 

Birileri bizi kavga, çatışmanın parçası yapmak, buradan kendilerine önce güç devşirmek, yarattıkları korkuyla bu ülkeyi yönetmek istiyorlar. Bu korkuya teslim olmayacağız. Türkiye’nin büyük sıkıntı içinde olan vatandaşları var. Açlık var, yoksulluk var, işsizlik var, hayat pahalılığı var, gençlerimizin ümitsizliği var. Bu sorun görülmesin diye gençleri, yoksulları, işsizleri, çatışmaya, kavgaya, gerginliğe sürüklemeye çalışıyorlar. Buna teslim olmayacağız.

SEÇİMLE ALAN AKIL, MARDİN’E ÜÇÜNCÜ KEZ KAYYUM ATAMAYA KALKTI

Bu ziyareti yapmayı planlarken bugün sabah Mardin halkının iradesini tanımayan, Mardin’i seçimlerle alamayan bir akıl, Mardin Belediyesi’ne üçüncü kez kayyum atamaya kalktı. 50 yıldır Mardinliler, Kürtler kendi iradelerini temsil etmek üzere her sandık önlerine konulduğunda Ahmet Türk’ü seçiyorlar. Bu irade ile inatlaşılmaz.

İLLA DA EŞİTLİK, İLLA DA KARDEŞLİK, İLLA DA BARIŞ DEMEYE GELDİM

Bugün buraya Mardin’in iradesinin karşısında olanlara karşı iradenizi selamlamak için geldik. Ahmet Başkanımızın tecrübesiyle, Devrim Başkanımızın eğitimiyle, gençliğiyle bu Mardin’e kayyumluiki dönemden sonra güçlüklere rağmen el atmaya, el vermeye, güç vermeye çalışırken, elinde iki dönem burayı tutup da kurutanlar, perişan edenler, şunu düşünemediler. Biz bunu ilk kez yapmıyoruz. Biz Ahmet Başkanı daha önce kayyum atadığımız ilk dönemde aldığımızda, iki Mardinliden birinin oyunu almıştı. İkinci seferde biz görevden aldık ‘Mardin olmaz’ dedi, yüzde 56 ile getirdi. Yine görevden aldık, bu sefer yüzde 58 ile getirdi. Ey Recep Tayyip Erdoğan, ey Türkiye’nin iradesine müdahale eden kötü akıl burada bu akla ‘devlet aklı’ diyorsanız bu ne devletin aklıdır, her kimin aklı olursa olsun bu akıl kötü bir akıldır. Milletin vicdanında bu akla yer yoktur. Ben diyorum ki Türkiye Cumhuriyetinde her Kürt kendini Manisalı, Osmaniyeli, Rizeliler kadar eşit hissedene kadar demokrasi mücadelesi vereceğiz. Bunun için illa da eşitlik, illa da kardeşlik, illa da barış demeye geldim.

AHMET TÜRK BARIŞ GÜVERCİNİDİR

Efendim, biz ‘Kürt meselesi’ deyince yokuz, ‘Kürt meselesi yoktur’ diyeceğiz ama birtakım pazarlıklarla kendimiz için bir avantaj sağlayacağız. Bakın Ahmet Türk, 50 yıl önce ben doğmadan siyasette olan bu kişi siyasette Türkiye siyasetinde diyaloğu temsil eden, barışı temsil eden, kardeşliği temsil eden, çatışma yerine barışı savunan, hepimize bu konuda önderlik eden bir barış güvercinidir. Bugün kayyum atama meselesi de nereye atarsan ata, Hakkari’de de yanlıştı, Esenyurt’ta da yanlış, Halfeti’de de yanlış, Batman’da da yanlış, burada da aynı yanlış. Ama be Allah’ın adamı ‘devlet aklı, devlet aklı’ diyorsun. Bütün Türkiye’ye kayyum atasan buna aklın öyle kesse, buna hakkın olsa ki hiçbirine yok, Ahmet Türk’e gelince duracaksın. Ahmet Türk kayyum atanacak biri değil. Mardin Devrim Başkanı seçmiş, görev vermiş. Sen bu iradeye karşı çıkarsan, bu Mardin’in tarihini, bu Mardin’in kardeşliğini, bu Mardin’in kutsallığını, bu Mardin’in kadim medeniyet anlayışını hiç anlayamamışsın demektir. O yüzden hem bir yandan dönüp adına ‘sorun’ demediğin bir şeye çözüm arayacağına ikna edeceksin, hem ‘Türkiye’de siyasette barışı kim savunur?’ dendiğinde akla gelen ilk ismin, halkın neredeyse yüzde 60 iradesiyle verdiği kararına, desteğine rağmen orada kayyum siyaseti yapacaksın. Burada o dediği akıl da yok, burada vicdan da yok. Burada bir oyun var ama o oyundan ne bize hayır var, ne bu millete hayır var. Emin olsun kendisine de hayrı yok.

MARDİN SEÇİMDE SÖZÜNÜ SÖYLEMİŞ, O SÖZÜ SUSTURMAYIN

Söz söylemeye geldim çünkü sözü savunuyoruz, demokraside söz kıymetlidir. Söz söylenebilmelidir. Bugün haberi gördüğüm anda dedim ki, ‘Artık sözün bittiği yerdeyiz’. Bir kez daha uyarıyorum; söz bitmesin, söz kıymetlidir, söz önemlidir, söz konuşabilmek demektir, söz kardeşliktir, söz her zaman sözümdür, sözsüz çözüm olmaz. Mardin seçimde sözünü söylemiş, o sözü kısmayın. O sözü susturmayın. O sözün temsilcilerine bu zulmü yapmayın. Ben buradan Türkiye siyasetindeki tüm aktörlere çağrıda bulunuyorum: Bir cinnet gününü yaşadık ama bugün orada bırakıp bu yanlışlardan dönün. Bu kayyum meselesinde ileri adım atmayın. Aksine gelin geri adım atın. O KHK‘yla, OHAL’de çıkardığınız o ahlaksız kanundan bu süreçten vazgeçin. Belediye meclislerine, belediye meclis üyelerini kanunsuz sokmamak, görevden herhangi bir sebeple alınan belediye başkanı yerine, örneğin yolsuzluk yapanın yerine biri gelirken, meclis içinden geliyor. Niye? Çünkü hepsi hırsız değil, birisi hırsızlık yapmış. Ama iş kayyum olunca mahkemenin bitmesi beklenmeden, ikinci kademede istinaf beklenmeden, Yargıtay’da kesinleşmeden daha başlatılan soruşturmayla kayyum atıyor ve diyor ki, ‘Mahkemeyi beklemem, bence sen teröristsin’. Sonra da belediye meclisine dönüyor diyor ki, ‘İçinizden seçtirmem, çünkü hepiniz teröristsiniz’. Bu anlayış tamamen ötekileştiren, iten, kakan, halkı karşısına alan, bu anlayış demokrasiyi değil, devleti değil, düşmanlığı güçlendiren bir anlayıştır.

TÜM DİYALOG KANALLARINI SONUNA KADAR ZORLAYACAĞIM

Onun için yarından itibaren Türkiye Belediyeler Birliği başkanı sıfatıyla -ki orada encümende DEM Parti’nin temsilcilerinden biri de Ahmet Başkanım-. Birlikte Türkiye Belediyeler Birliği yönetimini şekillendirdik. Yarın toplanacak ve Başkan Ekrem İmamoğlu tüm siyasi partili liderlerinden Erdoğan hariç, Bahçeli dahil teker teker randevu isteyecek. Türkiye’nin hangi görüşten olursa olsun tüm belediyeleri adına siyasi ziyaretleri hızla yapacağız. Ben kiminle görüşmem gerekiyorsa, sivil toplumla, sendikalarla, meslek örgütleri ile kanaat önderleri ile, siyasetçilerle, tüm diyalog kanallarını sonuna kadar zorlayacağım. Birileri kavga, çatışmanın bizi parçası yapmak, buradan kendilerine önce güç devşirmek, yarattıkları korkuyla bu ülkeyi yönetmek istiyorlar. Bu korkuya teslim olmayacağız. Türkiye’nin Manisa’da da Mardin’de de büyük sıkıntı içinde olan vatandaşları var. Açlık var, yoksulluk var, işsizlik var, hayat pahalılığı var, gençlerimizin ümitsizliği var. Bu sorun görülmesin diye gençleri, yoksulları, işsizleri, çatışmaya, kavgaya, gerginliğe sürüklemeye çalışıyorlar. Buna teslim olmayacağız. Türk gencinin de, Kürt gencinin de hayalini bu ülkede kurmasını omuz omuza, halaya durmasını bu ülkeyi nasıl ki dedeleri birlikte kurtardı, torunların bu ülkede kardeşçe ve eşit yaşamasını savunuyoruz, bunun arkasında duracağız.