Süleyman Demirel'in doğumunun 100. yılı sebebiyle düzenlenen etkinlik yoğun katılımla gerçekleşti.

Açılış konuşmasını gerçekleştiren ÜPV Başkanı Doğan Subaşı, vakıf başkanlığının ilk döneminde Türkiye'nin ikinci yüz yılına dair hangi fikirler, hangi politikalar, hangi stratejiler izlenmeli konulu çalışmalar yaptıklarına, 2024'te yeniden üç yıllığına seçildiği ikinci döneminde de ÜPV olarak, Türkiye'nin iktidar değişiminin yaklaştığını hissettikleri, bu iktidar değişiminde yeni Türkiye'nin fikirleri neler olmalı, hangi politikalar etrafında bir araya gelmeli, yeni iktidar neler yapmalı dış politikada, ekonomide ve Türkiye'de bu 20 yıllık bozulma sürecinin etkilerinin nasıl toparlanabileceğine dair çalışmalar yaptıklarına değindi. 

Liderlik üzerine incelemelerin genellikle otokratik liderlik ve demokratik liderlik şeklinde iki başlık altında incelendiğine, fakat Liz  Wiseman'ın bu ayrımı çoğaltan liderler ve engelleyen liderler şeklinde ayırdığını da ifade eden Subaşı, "Çoğaltan liderler kolektif aklı ortaya çıkarıyorlar, ortak aklı geliştirmeyi seviyorlar, her şeyi ben yaparım demiyorlar. Kalıcı ve köklü çözümler arıyorlar. Bizim çoğaltan liderlere ihtiyacımız var" dedi. 

Tipik bir çoğaltan lider olarak Atatürk'ü gördüğünü ifade eden Subaşı, İsmet Paşa'nın da Atatürk için, "Bütün hayatında bize ruhundaki ateşten canlılık verdi" dediğini hatırlattı. 

Yeterince engelleyen liderlerle yaşadığımızı da dile getiren Doğan Subaşı, tam da bu sebeple vakıf olarak geçmiş siyasi liderlerimizi hatırlatmamız lazım, onları anmamız lazım diye düşünerek bu etkinlikleri düzenlediklerini kaydetti. 

Subaşı'nın ardından konuşan 27. Dönem Isparta Milletvekili Aylin Cesur da, Süleyman Demirel'in her zaman Atatürk'e ve Cumhuriyet'e sadakatle bağlı bir devlet insanı olduğunu, onun İslam köyden Çankaya'ya uzanan öyküsünde ve aslında salondaki yoğun ilgiye bakılınca demokrasiyi özlediğimizi gördüğünü ifade etti. Demirel'in her zaman hür yargı, hür sendika, hür inanç, hür vicdan, hür zihin, hür meydan, hür sokak, hür sivil toplum peşinde koştuğunu, çünkü bütün bunların  Atatürk'ün işaret ettiği o hedefteki çağdaş Türkiye için önemli olduğunu hatırlatan Cesur, Demirel için "demokrattı ama en önemlisi demokrat kalabildi" dedi. 

Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Demirel'in milli iradenin üstünlüğüne olan samimi inancını ve sıklıkla vurguladığı hürriyetçi demokrasi fikrinin ülkemiz adına bugün ne kadar değerli olduğunu hatırlattığı konuşmasında, "Bu iktidar bir beka sorunu atıyor ortaya ve vatandaşa 'ey vatandaş, ekmeği, hürriyeti bir kenara bırakın, ben sizin güvenliğinizi sağlayacağım' diyor. Bunu ifade ededursunlar, bundan hep birlikte kurtulmamız gerekiyor" dedi. İmamoğlu, sadece Demirel'in kendisini yerden yere vuran yazılara, karikatürlere, tiyatro oyunlarına, şarkılara gösterdiği derin hoşgörünün bile, demokrasimizin son yıllarda yaşadığı irtifa kaybını göstermeye yeteceğini ifade etti. 

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da, "Ömrünün ilk 20 yılında bu kadar çok müdahaleye kalmış birisi müdahaleyle karşı karşıya kalmış birisi şayet aklınızı zayi etmediyse ve bugün hala Türkiye için onun da besleyeceği büyük umutlar varsa ve umutları gerçekleştirmek üzere bir siyasi yol haritası tanzim etmişse mutlaka geride bıraktıklarından örnek aldıkları bir şeyler olsa gerektir. Yani ben çocukken ihtilal, çocukluktan delikanlılığı geçerken muhtıra, gençken darbe ve onun mağduru olmuş ve bugün tımarhanede değil bir siyasi partinin Genel Başkanlığı makamında oturuyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunuyorsam bunu Süleyman Demirel’in çizgisine doğrularına ve şahsiyetine borçluyum. O çünkü bize öğretti ne ile karşı karşıya kalırsanız kalınız, çareyi demokrasinin içinde arayacaksınız. Bir talihti Türkiye için”  ifadelerini kullandı.

Süleyman Demirel'i anma programı, açılış konuşmalarının ardından Eski Çevre Bakanı Hamdi Üçpınarlar'ın moderatörlüğünde gerçekleşen ve Hikmet Çetin, Ali Nazilli Erdem, Cavit Çağlar, Mehmet Haberal ve İlber Ortaylı'nın konuşmacı oldukları panelle devam etti.